-
1 fort
I1 puissant güçlü [ɟyʧ'ly]2 important kuvvetli [kuvvet'li]3 şişman4 compétent kuvvetli [kuvvet'li]◊Elle est très forte en orthographe. — Bu bayanın imlâsı çok kuvvetlidir.
5 aromatisé sert [seɾt]II1 en forçant kuvvetle2 avec puissance sert [seɾt]◊Il pleut fort. — Yağmur sert yağıyor.
◊Elle parle fort. — Bayan yüksek sesle konuşuyor.
n mcitadelle küçük kale -
2 forte
-
3 vif
I1 rapide canlı [ʤan'ɫɯ]2 intense kuvvetli [kuvvet'li]3 éclatant parlak [paɾ'ɫak]4 violent anı [a'nɯ]◊des paroles vives — acı, kırıcı
5 brûlé vif diri diri yakılanIIn m1 à vif eti açıkta2 avoir les nerfs à vif sinirleri çok gergin olmak3 le vif du sujet konunun canalıcı noktası -
4 vive
См. также в других словарях:
tepegöz — is. 1) Derslerde, konferanslarda asetat üzerine yazılan yazıyı veya grafiği kuvvetli bir ışık kaynağı aracılığıyla perdeye yansıtan optik araç 2) sf. Dar alınlı, gözleri saçlarının bittiği yere çok yakın görünen (kimse) 3) sf. Dikkatsizce, sağa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz kamaştırmak (veya almak) — 1) kuvvetli ışık veya parlaklık, kısa bir zaman için görüşü bulandırmak 2) mec. bir niteliğiyle hayran bırakmak O sıralar Avrupa da bir büyük piyano ustası gözleri kamaştırıyordu. N. Nadi … Çağatay Osmanlı Sözlük
LÜKS — Lât: Aşırı süs. * Işık ölçü birimi. * Kuvvetli ışık veren bir nevi petrol lâmbası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük